Ana içeriğe atla

Haftanın Popüleri

İKİNCİ ŞAHIS

Sevdanın hangi dilini mağdur bırakmadım ki konuşayım? Saçlarımı okşamaya kalksan içim ürperirdi. Bir tas çorba koysan önüme, gözlerinin içine içine bakardım. Bilmediğim şeylerin adını aşk koyamadım maalesef. İçimi iyi eden his, her zerrenmiş. Ölen ben olsaydım, bulurdun bir yolunu yaşatırdın beni. Ben senin dirini yaşatamadım /FURKAN DAŞDEMİR

Bir Delinin Hatıra Defteri (Sayfa 7 ve 8)

    Her zamankinden farklı bir sabahtı.. Güneş ufuktan gebe kalmış ve rüzgar olabildiğince sert esiyordu.. Sanıyorum bir mayıs sabahıydı.. Uyandığımda etrafımı, ceplerimi ve yanıbaşımda duran deri ceketimin cebinde ki sigarayı yokladım.. Normalde uyanmayacağım saatlerdi lakin dedim ya diğer sabahlar gibi değildi bu.. Çünkü mutluydum.. En son ne zaman bu kadar mutlu uyandığımı hatırlamıyorum bile.. Kalkıp balkonda bir dal sigara içtim.. Rüzgarı yüzümde ve ince giyindiğim için göğsümde hissedebiliyordum.. O an öylesine evden çıkasım gelmişti.. Nereye gideceğimi bilmiyordum lakin onlarca saat yürümek istedim.. Sonrasında mutluluğumun sebebini düşünmeye başladım bir an.. Günlerim güzel geçmemişti, borçlarım bitmemiş hatta ne yapacağımı bile kestirememiştim.. Biraz daha düşündükten sonra gördüğüm rüyayı hatırladım.. O kadar güzeldi ki... *Musalla taşında uzanmış beni seven insanları seyrediyordum.. Birkaç dost, birkaç akraba ve sevgilim yanıbaşımdaydı.. Hepsinin gözlerine bakıp aslında ne kadar yalnız olmadığımı görüyordum.. Sonrasında sırasıyla gitmeye başladılar.. Önce akrabalarım gitti.. Ve giderken göz yaşlarının akması durmuştu.. Peşine dostlarım tek tek gitmeye başladı.. Ve giderken hepsine olan o kadar vefa borcum vardı ki.. O musalla taşında helallik istedim onlardan.. Gelip sırayla başımı okşadılar.. Her birine sarıldım.. Ölüydüm lakin hissettiklerini biliyordum.. Çünkü hepsinde o tebessümü görebiliyordum.. En sona sevgilim kaldı.. Ne gelip başımı okşadı ne de göz yaşını döküp gitti.. Sadece gözlerime bakıp duruyordu olduğu yerde.. Kalkıp yanına kadar gittim ve soğuktan üşüyen ellerini ceplerinde sakladığını fark ettim.. İnanın o an ne sarılmak ne de öpmek geldi içimden.. Sadece tekrardan canlanıp onu mutlu edecek sözler söylemek istedim.. Bir anda önünde olduğumu bilircesine gözlerime odaklandı.. Gözleri donuktu.. Ona bunu nasıl yaparım der gibi bakıyordu.. Çünkü onun için ne ifade ettiğimin farkında değildim.. Onca zaman yanında olup hiç bir anında olamadığımı görebiliyordum.. Bir anda ruhum o ölü bedenime çekildi.. Doğruldum o musalla taşından.. Korkusunun mutluluğunu gölgelediği belli bir şekilde iki adım geriye gitti.. Yavaş adımlarla bu sefer dikildim karşısına.. Kıvırcık saçlarına vurdum ellerimi.. Ondan bugüne kadar yaptığım tüm yanlışlar için af diledim.. Ne kadar bencil olduğumu, yetersiz olduğumu, daha çok çabalamadığımı söyledim.. İşte o an o gözlerinden yaşlar akmaya başladı.. Soğuk olan tenime bıraktı kendisini.. Kollarımda ağlarken ne yapacağımı bilemedim.. Saçlarının yüzüme vurması çok hoşuma gidiyordu sadece.. Kaldırdım kollarından ve sıkı sıkı sarıldım.. Akılsız olabilirim, akılsız davranabilirim lakin bunu telafi etmek içinde bir o kadar uğraşacağımı bilmesini istedim.. Kendim için öldüğüm, onun için tekrardan yaşamaya döndüğüm bir andı bu..*

     Mutfağa gidip kendime küçük bir kahvaltı hazırladım.. Kahvaltımı yaparken bugün ne yapacağımı planladım.. Sonrasında da her zamanki gibi bir yürüyüşe çıkacaktım.. Güneşte bu arada ufuğun gebeliğinden kendisini kurtarmış, göstermeye başlamıştı.. Kahvaltımı bitirmeye yakın sevgilim geldi aklıma.. Rüyamda ki gibi ona karşı olan davranışlarımı düşünmeye başladım.. Ve aslında rüyam bir yerde doğruydu.. Onunla olan günlerimi, doğrularımı hatta yanlışlarımı daha olumlu ve daha pozitif yapmak için kendimi daha çok geliştirmeliydim.. Ve yeni bir günün ilk kahvaltısını onun haberi olmasa bile onunla yapmıştım.. Bu güne kadar yaptığım her şey dünde kalmıştı.. 

/Benrıdvanerdem


Yorumlar

Popüler Yayınlar