Ana içeriğe atla

Haftanın Popüleri

Bir Satır,Her Şey

Bir satırdan geriye ne kaldı, Nereye gitti, o koca koca yazılar Altı çizili onca söz    Hepsi rafa kalktı, Unutuldu yazarın yaşanmışlıkları, Unutuldu, kağıda bıraktığı gözyaşı  Şimdi gelsem desem ki, "Bin kitaptan öte, bin yaşanmışlık iyidir İnsan, bir satırdan öteye geçebilmelidir.." Ne değişir, neyi değiştirebilir bir sözüm? İçimde ki hevesi, bu değişmezlik aldı  Söyleyin, bir satırdan geriye ne kaldı.. /Benrıdvanerdem 

Jaane Maryam ( CHAPTER II )

Bir varmış bir yokmuş.. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde Mısır'ın çöllerinde tek başına eşkıya bir oğlan yaşarmış.. Uzun boylu esmer olan bu eşkıya oğlan çöllerde baştan uca dolanır, ihtiyacı olana yardım eder, gözünün tutmadığını yolarmış.. Günün birinde çölde gezerken birkaç hazine meraklısı turist atlısına denk gelmiş.. Atını hızla sürüp dalmış aralarına.. Silahına birkaç el davranarak atları korkutup turistleri üzerlerinden düşürmüş ve atlar hızla uzaklaşmaya başlamış.. Eşkıya oğlan bu turistlerin etrafında daireler çizerken yüzü peçeli grubun üç erkek bir kızdan oluştuğunu fark etmiş.. 
Yanlarına iyice yanaşınca yüzlerini açmalarını ve ceplerinde, çantalarında değerli ne var ne yoksa ortaya koymalarını emretmiş.. Önce erkekler yüzlerini açmışlar.. Üçü de tombul, sivilceli gözlüklü orta boyda sıradan insanlarmış.. Ceplerinden sırasıyla birinin pusula, birinin harita ve birinin de saat çıkmış.. Eşkıya oğlana doğru uzatarak uzaklaşmışlar.. Hepsi aynı ağızdan af dileniyormuş.. Sonra da kız açmış yüzünü.. Beyaz tenli, kısa boylu, melek vari bir kızmış.. Açarken de gözlerini ayırmamış eşkıyadan.. Eşkıya kızı görünce bir an boğazı düğümlenmiş.. Sanki o an çölde ki tüm sam rüzgarı oraya taşınmış.. Hayran kalmış.. Aşık olmuş.. Daha önce hiç bu kadar güzel bir kadın görmediğini içinden geçirmiş.. Eşkıya oğlan kızı hayranlıkla izlerken kız da ceplerinden bir çakmak, bir sigara ve bir yüzük çıkarmış.. Eşkıya oğlana uzatırken de uzaklaşırken de gözünü ondan hiç ayırmamış.. Eşkıya adamların gitmesine izin verse de kızı bırakmak istememiş.. Üç tombul başta karşı çıkıp izin vermemiş ama her ne kadar karşı çıksalar da eşkıya kızı almış, eşyaları toplamış ve ufuk çizgisine doğru atını sürmeye başlamış.. Derken birden bire eşkıya gözlerini ağacın altında devesinin çıkardığı ses ile açmış.. Güneş yeni şafağı yırtarak yükseliyormuş.. Elleriyle üç tombul kasesini yoklamış.. Kaselerde sırasıyla pusula, harita ve saat varmış.. Her şeyin yerli yerinde olduğunu görünce göğüs cebinden sigarasını ve çakmağını çıkartıp bir dal sigarasını yakmış.. Ve yüzüğünü de taktıktan sonra devesini de alarak çöllerde yıllardır aradığı biricik aşkının yoluna düşmeye devam etmiş..





Yorumlar

Popüler Yayınlar

/google.com, pub-2363018081484736,DIRECT, f08c47fec0942fa0/